Bu hayatta sayısı az olan güzellikler vardır. Bu bazen bir manzara, bazen bir tablo, bir bina, bir beste… Öyle ki, çoğu güzellik kendi varoluşundan başka bir tanımlama gerektirmez. Manzarayı, tabloyu, binayı, besteyi sizin gözünüze, ruhunuza, yüreğinize yakın ve güzel olduğu için beğenir, benimser ya da hayran olursunuz. Bunun için de "beğenme", "hayranlık", "güzellik" dışında pek bir kavrama gerek duymazsınız.
Ama sözkonusu bir "insan" olunca, nasıl, neyi beğenecek, bunu nasıl cümlelere dökebileceksiniz? Sözgelimi bir insanın eserlerini beğenebilir, ama duruşunu beğenmeyebilirsiniz; ya da karizmasından etkilenebilir, ama oynadığı filmleri, yaptığı müziği, vs. beğenmeyebilirsiniz. Tam anlamıyla, "insan olmak" zordur aslında.
Sayısı az olan güzellikler karşısında, sözkonusu bir insan olduğunda sevginiz değişken, kırılgan ama bir o kadar da yüce olabilir. Bazı insanlar, dünyayı derinden değiştirip izlerini bırakıp sonra da çekilirler kendi adalarına.
Bir insanın gözde, ruhta, yürekte "o çok özel, müthiş bir insandı" diye hatırlanabilmesi zordur. Benim için bu hayatta izini bırakmış "bir kişi"nin yolunu hayatımın merkezine oturtmam zor olsa da, bu özel günde özel bir insan için bir günlüğüne bunu yapmak zorundayım. Kendine has sözleri, nükteleri, duruşu, şarkıları, gözlükleri ve sanatıyla John Lennon.
Her insan yüreklerde, "bir yer"lerde yaşar, buna inanmak isteriz. Bu adam da, başka her nerede yaşarsa yaşasın, dünyaya bıraktığı izle tüm kalplere, her gün doğum gününde onu anan bir sürü kişinin yasıyla "biz"lere cevabını yine kendi derinliğinden veriyor: "hayal edin", "barışa bir şans verin" ..
Lennon öne çıkmıştı, risk almıştı, görüşlerini ifade etmişti... inancını ortaya koyduğu ve doğru bildiğği şeyi savundu.. sen de şimdi üreerek ve kayıt alına alarak aynı şeyi yapıyorsun, risk alıyorsun, görüş ve beğenilerini ifade ediyorsun.. Tam istediğimiz genç ve gençlik tarifi, tebrik ediyorum, kıvançla kucaklıyorum.
YanıtlaSilsevgiler Ahmet Altan